Diyabet ve yüksek tansiyon hastalığının giderek yaygınlaşması, böbrek hastalıklarının da artabileceğini gösteriyor. Bu iki hastalık böbreklerde hasar yaparak, böbrek nakline uzanan sürece zemin hazırlıyor. Böb, rek yetmezliği de, bağış oranının az olduğu ülkemizde, hastaların büyük bir kısmını yıllarca diyaliz tedavisi görmesi anlamına geliyor. Yüksek tansiyon ve diyabet hastalıklarının tanı ve tedavisi bu nedenle çok önem kazanıyor.
Dünyada olduğu gibi ülkemizde de böbrek hastalarının sayısı hızla artıyor. Halen Türkiye’de 60 bin kişi böbrek nakli olmayı bekliyor, bu süreçte de yaşamla arasında köprü kuran diyalize giriyor. Bu sayının 2016’da 100 bini aşması bekleniyor. Böbrek yetmezliğine ise başta diyabet, yüksek tansiyon ve obezite olmak üzere pek çok faktör yol açıyor. Yanlış beslenme alışkanlıklarımızdan hareketsiz yaşam tarzının artmasına dek etkili olan bu unsurlar kişiyi kronik böbrek yetmezliğine götürüyor ve sonrasında organ naklini zorunlu kılıyor. 5 yıl içinde diyalize girecek hasta sayısının 2’ye katlanması bekleniyor
Geçmişte böbrek yetmezliğinin çok genç yaşta kişilerin kapısını çalan bir hastalıktı ancak günümüzde teknolojide ve tıptaki gelişmeler, erken teşhis imkanının artması gibi nedenlerle orta yaşta görülür hale geldi ve son on 10 yılda özellikle böbrek yetmezliği olan hastaların profili değişti. Eskiden tanı ve tedavi yöntemleri daha az gelişmişti. Çoğunlukla genç hastalarda görülüyordu. Tiptaki ilerlemeler sayesinde böbrek yetmezliği çoğunlukla 45-50’li yaşlarda görülür hale geldi
Türkiye’de ortalama yaşam süresinin erkeklerde 69, kadınlarda 72’ye uzaması ile orta yaşın üzerinde özellikle de hipertansiyon ve diyabetin çok yaygın görülmektedir. Bu iki hastalık vücutta yaygın hasar yapıyor en fazla hasar gören organlardan biri de böbrek olmakta.
Diyabet ve hipetansiyonun vücuttaki hasarı çok yavaş ilerlediği için hissedilmiyor. Kişiler hem yüksek tansiyonlarını hem de yüksek kan şekerlerini çok kontrol etmiyorlar. Bu iki hastalıkla beş yılın üzerinde süre geçirince de vücutta hasar başlıyor. Şu anda böbrek yetmezliği gelişmesinde en büyük pay bu iki hastalıkta. Türkiye’de kişiler çok tuzlu yiyip az su içiyorlar. Örneğin Türkiye’de tuz tüketimi ortalaması Avrupa’nın 3 katına yakın. Diyaliz tedavisi hastalık sürecinde kişinin üremik komaya girmesini engellemekte, yaşamını sürdürmesine yardımcı olmakta ancak bir süre sonra organ nakline gerek olmaktadır Böbrel nakil yaşam kalitesini yükseltiyor. Nakil olduktan sonra karşımızda sağlıklı bir insan oluyor.
Ülkemizde bağış oranının yeterli değildir. Türkiye canlı vericide Avrupa’ya kıyasla önde olsa da, kadavradan nakilde çok gerilerdedir. Kadavradan nakil Türkiye’de çok az uygulanmakta. Kadavradan organ nakli günümüzde her zamankinden daha fazla önem kazanmiştir. Okullar, devlet daireleri, kışlalar, her yerde konferanslar düzenliyoruz. Sağlık Bakanlığı da bu konuya son yıllarda çok önem veriyor. Sürekli eğitimler yapılıyor. Bursa’da olumlu sonuçları alınmaya başlandı. Kadavradan organ naklinde Avrupa ortalamasının yüzde 15-17, Türkiye’de yüzde 4.9 .Bizim bölgenin ortalaması yüzde 20 dan fazla, yani Türkiye’nin 4 katıdır.