Ülkemizde böbrek hastalıkları ve son dönem böbrek yetmezliği sık görülen hastalıklardan biri. Böbrek yetmezliği, vücuttan zararlı maddeleri süzen böbreklerin fonksiyonlarının bozulması anlamına geliyor. Bu hastalık 5. evreye geldiğinde böbrek tamamen işlevini yitirdiğinden diyaliz ya da böbrek nakli kaçınılmaz oluyor.
Ülkemizde çok sayıda böbrek hastası var ve yaklaşık 8 milyon kişi de böbrek hastası adayı. Ülkemizde böbrek hastalarının sayıları gerçekten dikkat çekici bir yükseklikte. Son dönem böbrek yetmezliği yaşayan 60 bin hasta var. Bu kişilerin tek seçeneği, organ nakli. Ancak bağış sayısının yetersizliği nedeniyle bu hastaların büyük bir kısmı, nakil olamıyor. Geriye tek bir seçenekleri kalıyor; diyaliz!
Diyaliz yalnızca bir köprü tedavisi!
Diyaliz tedavisinin bir köprü tedavisi olduğuna dikkat çekiliyor. Diyaliz, hastanın hayatını sürdürmesi için çok önemli olsa da, maalesef ki, böbreğin işlevini tam olarak yerine getiremiyor, dolayısıyla tam bir iyileşme sağlamıyor. Tam iyileşme sağlayacak tıbbi yöntem organ nakli olsa da bağış oranı düşük olunca hastaların hayata tutunma şansı da azalıyor.
Diyaliz süreci, hastanın fiziksel ve ruhsal sorunlar yaşamasına neden olmakta. Haftada 2-3 gün saatler boyu, diyalize giriliyor. Beslenme ve hareket kısıtlılığı da yaşanıyor. Bu hastaların tüm yaşamı böbrek hastalığına odaklanıyor. Dolayısıyla sosyal hayatlarında da büyük sıkıntılar yaşayabiliyorlar. Diyaliz tedavisi aynı zamanda ülke ekonomisine de büyük yük getirmektedir. Canlı verici yerine, özellikle beyin ölümü gerçekleşmiş (kadavra) kişilerden organ bağışının bu hastaların sağlığına kavuşması için çok önemlidir, organ bağışı konusunda 7’den 70’e herkesi çok duyarlı davranması gerekiyor.
Ülkemizde yılda ortalama 3 bin böbrek nakli yapılıyor. Bunlardan yaklaşık 500 nakil beyin ölümü gerçekleşmiş (kadavra) kişilerden yapılan bağışlar. Diğer nakiller, canlı vericilerden. Oysa bu sonucun bağış oranının artmasıyla tersine çevrilmesi gerekiyor.
İlk evrelerde kendini belli etmeyen böbrek yetmezliği, çabuk yorulma, el, ayak ve yüzde ödeme bağlı şişlik, idrar renginde değişiklik gibi belirtiler veriyor. Ancak hastalar genellikle bu belirtilere yeterli önemi göstermiyor. Dolayısıyla böbreklerdeki hasar ilerliyor ve işlevini yerine getiremeyecek döneme kadar ihmal edilebiliyor. Hastalık ilerlediğinde ise geri dönüş imkansız hale geliyor.
Bu nedenler hekime erken başvurmanın, ileride oluşacak büyük sorunları önemli ölçüde önleyebileceği belirtiliyor.